CARL SAGAN
:
Karanlık
Bir Dünyada Aydınlık Bir Rehber
"Pek
az sayıda bilim adamı, bilimin merak, heyecan ve çoşkusunu geniş kitlelere
aktarmada Carl Sagan kadar başarılı olabilmiştir" diye başlıyor TÜBİTAK Popüler Bilim
Kitapları serisinden çıkmış olan, "Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum
Işığı" adlı kitabın tanıtım yazısı. Evet, bir çoğumuz seyredememiş olsak
da, Kozmos tüm zamanların en çok izlenen televizyon dizisiydi. 60 ülkede 500
milyondan fazla kişi bu diziyi seyretti. Carl Sagan bu dizi ile evreni ve
astronomi bilimini geniş kitlelere aktarmayı hedeflemişti, başardı...
Carl Edward Sagan, 9 Kasım
1934'te New York'da doğdu. Çok küçük yaşlarda başlayan astronomi ilgisi, ailesi
tarafından da desteklenince giderek büyüyen bir tutku halini aldı ve tüm
dünyanın tanıdığı bir astronom haline geldi. Küçük yaşlarda astronomi ile
uğraşırken, "nasıl hayatını kazanacaksın" sorusu karşısında boynu
bükük kalıyordu. Liseye giderken bu iş için para ödendiğini öğrenince çok
sevinmişti. Ancak bu sevinç, para kazanacağı için değil, geçinmek için başka
bir iş yapmak zorunda kalmadan tüm gün astronomi ile ilgilenebileceği içindi.
Carl Sagan'ın en önemli özelliği tüm fiziksel ve matematiksel yanıyla karmaşık
bir olgu olan evreni en sıradan bir insana bile tüm açıklığıyla anlatabilme
becerisidir. Bu becerisini yazınsal ortamda da sürdürünce, Pulitzer ödüllü bir
bilimci oldu. 62 yıllık yaşantısında yaptığı üst düzey bilimsel çalışmaların
yanında çok iyi bir bilim yazarı olduğunu da yazdığı ya da editörlüğünü yaptığı
20'den fazla kitap ile gösterdi.
Sagan'ın bilimsel merakı
ona lisans seviyesinde, Chicago Üniversitesi'nden dört farklı dalda diploma
almasını sağladı. Bunlar içinde en önemlileri tabii ki, fizik ile astronomi ve
astrofizik diplomalarıydı. Carl Sagan öldüğünde, 1968'de girdiği Cornell
Üniversitesi'nde, David Duncan Kürsüsü
profesörü ve aynı üniversitedeki Gezegen Araştırmaları Laboratuvarı’nın da
müdürüydü. Güneş Sistemi'nin araştırılması ile ilgili çalışmaları, bugünkü
bilgilerimizin temelini oluşturmuştur. Daha önceleri Venüs'ün yaşanabilir bir
yer olduğu sanılırken Sagan tam tersini iddia etmiş ve Venüs'ün cehennem gibi
bir yer olduğunu söylemiştir. Sonra Mariner'ler ile bu kanıtlanmıştır. Sera etkisini
ilk olarak tanımlayan ve Venüs'ün sıcaklığının buradan kaynaklandığını ortaya
atan da Carl Sagan'dır. Ayrıca evrende yaşamın var olabilmesi için karbon
kökenli elementlerin olması gerektiğini de önermiş ve Satürn'ün en büyük uydusu
Titan'ın böyle uygun bir yer olduğunu söylemiştir. Pioneer uzay araçları
sayesinde Titan'ın atmosferindeki karbon ve metan elementleri ispatlanmıştır.
Sagan'ın bu ileri görüşlülüğü ve üst düzey bilimsel çalışmaları bunlarla
sınırlı kalmamaktaydı. O hayatı boyunca Dünya dışında bir uygarlıkla iletişim
kurulabilmesinin yollarını aradı. Bunun için birçok araştırmacıyla ortak
çalışarak SETI projesini güçlendirdi ve hep destek oldu. Yalnızca bir uygarlığı
aramakla değil aynı zamanda Dünya'daki yaşamın kökenini aramakla da ilgilenmiş
ve bu konuda kitaplar yazmıştır. Dünya'daki yaşamın kökeni ve Dünya dışında bir
yaşamın oluşabilmesi ile ilgili yaptığı çalışmalar yeni bir bilim dalını
oluşturmuştur: Astrobiyoloji...
Carl Sagan 600'den fazla
bilimsel makale ve yazı yazmıştır. Bunların yanında Icarus adlı bilimsel yayın
yapan bir derginin 12 yıl boyunca editörlüğünü üstlenmiştir. Ayrıca Dünya'nın
en büyük Güneş Sistemi araştırmaları grubu olan Gezegen Araştırmaları
Derneği'nin kuruculuğunu ve ölene kadar da yöneticiliğini yapmıştır. Tabii ki,
Carl Sagan'ın bilimsel katkıları sadece bunlarla bitmiyordu. NASA'nın Güneş
Sistemi'nin araştırılması için gerçekleştirdiği tüm projelerde üst düzeyde
görev almış hatta Mariner2, Mariner9, Viking, Voyager, Pioneer ve Galileo
uydularının tasarımını ve yöneticiliğini yapmıştır. Yine kendisinin tasarladığı
bir altın plak da bu uzay araçlarına yerleştirilmiştir. Bu plak ile Sagan, uzay
aracının başka bir uygarlık tarafından bulunması halinde Dünya'yı ve
insanoğlunu tanıtmayı hedeflemekteydi. Bugün Carl Sagan 'in idaresinde
gerçekleştirilmiş olan Voyager'lar Güneş Sistemi'nin dışına çıkmış ve başka
yıldız sistemlerine doğru yol almaktadır. Belki de o altın plaklar hedeflerine
ulaşacaklardır.
Ancak Carl Sagan, yaptığı
bu bilimsel çalışmaların çok ötesinde bir bilim adamıydı. Her şeyden önce o
kendisini, bilimin gerçeklerini halka aktarmakla yükümlü saymış bir insandı.
Hayatındaki en önemli amaçlarından biri popüler bilimi halka, halkın
anlayabileceği gibi anlatmaktı. Carl Sagan yazdığı kitaplar, yazılar ve yaptığı
televizyon dizisi ile bunu fazlasıyla başarmış bir bilim adamıdır. Yazının
başında da söylendiği gibi Dünya üzerinde bunu başarmış pek az sayıda bilim
adamından biridir. Carl Sagan'ı ülkemizde daha da popüler kılan ise 1997
yılında gösterime giren Contact (Mesaj) isimli filmdir. Çok önceden
yazmış olduğu bir romandan uyarlanan bu filmde Dünya dışında bir uygarlıkla
kurulan bağlantı ve bunun çevresinde gelişen olaylar anlatılmaktaydı. Carl
Sagan'ın başarılı romanlarından bir diğeri olan Cennetin Ejderleri ise
Pulitzer ödülü almasını sağlamıştır. Carl Sagan Contact filmini görmeyi çok
istemiştir ancak filmin son halini göremeden 20 Aralık 1996'da hayata veda
etmiştir.
Yaşasaydı astronomi
bilimine çok büyük katkılar yapacağından hiç kuşku yok. Ancak arkasında
bıraktığı eserleriyle bile bir çok genç astronomu peşinden sürüklemeyi şimdiden
başarmış bir bilim adamıdır, Carl Sagan.
Sanırım Carl Sagan'ı, en
iyi eşi Ann Druyan'ın şu sözleri anlatmaktadır:
"Carl hiç bir zaman
inanmak istemedi, o her zaman bilmek istedi."
Sinan ALİŞ
İstanbul Üniversitesi
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü