Geri - Ana - İleri
 

DEVAM-2

3-İDDİANAMEDEKİ ATILI SUÇLARIN YANITLANMASI:
Yukarıda açıkça vurguladığımız gibi, iddianamenin temeli Sami Demirci'nin emniyet ifadesidir.
Bu ifade Başak Çağlar'ın suçsuzluğunun en önemli kanıtlarından birisidir. Henüz ilk duruşmada sunduğumuz olay/zaman grafiğini bu kez savunma aşamasında yeniden ve önemi nedeni ile ayrıntılı olarak sunuyoruz.
Sami Demirci'nin emniyette düzenlenen ifadesinin 7. sayfa son satırında, S.D. "kasım 1994 ayı başlarında idi" diyerek Ankara'ya geliş tarihini belirlemektedir.
"Aradan bir hafta sonra .........", "aradan iki gün sonra........", "yine aradan iki gün geçtikten sonra........." gibi zaman belirleyen ifadeleri 8. ve 9. sayfalar boyunca grafik üzerine işlediğimizde Sami Demirci ile Dev-Genç birim sorumlusu olduğu iddia edilen Ercan Mırık'ın tanışmaları emniyete göre bile Ocak 1995'e sarkmaktadır.
İddianame ve Esas Hakkında Mütalaa birlikte incelendiğinde, iddianamenin 62.sayfasında verilen örgüt şemasının oluşumu şu şekilde belirlenmektedir.
İddianameye göre Sami Demirci ve Songül Özyurt Kasım 1994 ayı başında Sivas'tan Ankara'ya gelmişlerdir. Sami Demirci ilk önce örgüt şemasında 1.hücre denilen grubu oluşturmuştur.
2.hücre için Kasım 1994 ayı sonunda Mürsel Kaya'yı evinde bulmuştur. (İddianame sayfa 51, 15.satır, mütalaa sayfa 17, satır 1)
Mürsel Kaya ile Lütfü Özdoğan Aralık 1994 de Akdere Mahallesi Merkez Camii 18. Sokak 2/B numaralı eve taşınmışlardır. (Esas Hakkında Mütalaa sayfa 15, satır 1)
Hakan Doğan, Sami Demirci tarafından Aralık 1994 de Ankara'ya getirilmiştir. (İddianame sayfa 52, Mütalaa sayfa 18)
Yukarıda görüldüğü gibi 2.hücrenin oluşumu, iddia makamının sunduğu bilgilere göre Aralık ayının sonuna doğrudur.
İddianamenin Sami Demirci ile ilgili bölümünün (sayfa 41) 1. paragrafında, 1. hücrenin   oluşumu, 2. paragrafında 2. hücrenin oluşumu anlatılmakta ise; "bilahare yine Songül Özyurt'un talimatı ile Ercan Mırık ile irtibat kurduğu" belirtilerek, Sami Demirci'nin Ercan Mırık ile irtibatı 2. hücreyi oluşturduktan sonra kurduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısı ile Sami Demirci'nin Kasım ayında müvekkilemle görüşmesi mümkün değildir.
Sami Demirci önce 2. hücreyi oluşturup, sonra Dev-Genç örgütlenmesini sağladığına göre, kasım ve aralık aylarında Melike Hammani'nin Koza Sokaktaki evine gelmesi mümkün değildir. Çünkü Sami Demirci Kasım ve Aralık aylarında henüz 2. hücreyi kurmakla meşguldür. Bu saptamalarımızla ilgili olarak yalnızca iddia makamının hazırladığı iddianame ve esas hakkında mütalaa ile ve bunlara dayanarak yaptığı Sami Demirci'nin emniyet ifadesi ile Başak Çağlar ile Sami Demirci'nin Kasım ve Aralık aylarında veya daha sonra tanışamıyacağını ortaya koymaktadır. Dev-Genç biriminin sorumlusu olduğu iddia edilen ve hakkında dava dahi açılmayanhayali şahıs Ercan Mırık ile Sami Demirci'nin Kasım ayında tanışmalarının imkansızlığı böylece kanıtlanmıştır.
Bu anlatımlarımızdan çıkan sonuç şudur.
Henüz Sami Demirci ile hayali şahıs Ercan Mırık tanışmadan, yani illegal Dev-Genç birimi oluşmadan
-16.12.1994 günü DTCF'ne pankart asılması,
-29.12.1994 günü Çok Katlı Otoparka pankart asılması,
-29.12.1994 günü Piyangotepe'de korsan gösteri yapılması,
olaylarına müvekkilem katılmadığı gibi, bir örgüt adına katılması da mümkün değildir. Sorumluları dahi tanışmamış bir örgüt olabilir mi? Yalnızca iddia makamının kendi tezleri bile bu olayların imkansızlığını, çok net tarih farklılıkları ile açıkça ortaya koymaktadır. İddianamede Başak Çağlar üzerine atılı suçların en önemlisi olan örgüt üyesi olmak, suçlamasına son bölümde yeniden dönmek üzere diğer suçlamalara geçiyoruz.
(OLAY 12) A.Ü.DTCF İkinci Kat Boşluğuna Pankart Asılması:
Bu olayla ilgili olarak iddianamede yer alan delil listesinde Melike Hammani ve Başak Çağlar'ın emniyet ifadelerinden başka bir adet tutanak ve yer gösterme tutanağı mevcuttur.(D-94,D-100)
Emniyet ifadeleri konusunu başlangıç bölümünde açıkladığımız için her bölümde ayrıca vurgulamak gereği görmüyoruz.
D-100 sayılı yer gösterme tutanağı 3 TEM görevlisi ve 1 fakülte görevlisi tarafından düzenlenmiştir. TEM koşullarının aynen geçerli olduğu bu yer gösterme işleminde, tutanağı tutan TEM görevlilerinin belirlediği unsurlar şunlardır.
-Pankart Melike Hammani'nin evinde hazırlanmıştır.
-Pankart asma talimatını Ercan Mırık vermiştir.
Pankartı astıklarını emniyette kendileri beyan etmişlerdir.
Ercan Mırık hayali bir şahıstır. Hakkında dava dahi açılmamıştır. Pankartın Melike Hammani'nin evinde hazırlandığına, sayın heyetinizde inanmamıştır ki Melike Hammani ilk duruşmada tahliye edilmiştir. Ayrıca, aynı tutanakla Başak Çağlar ve Melike Hammani'nin yürütülen bir operasyon sonucu 17.01.1995 günü yakalanarak TEM Şube'ye götürüldükleri ibaresi mevcuttur ki, bu da tutanağın ne kadar gayri ciddi olduğunun bir göstergesidir. Melike Hammani 22.01.1995 günü kendisi emniyete gelerek teslim olmuştur.
D-94 sayılı tutanak ,se, anılan pankartın asıldığı gün, iki polis tarafından görevlilerden teslim alındığı ifadesini içermektedir. Görüldüğü üzere sanıkların ikrarından başka delil niteliği taşıyan bir bulgu yoktur. Ne bir tanık mevcuttur, ne bir parmak izi vardır. Ancak müvekkilemin DTCF öğrencisi olması ve DTCF'de faili meçhul bir pankartın olması suçun müvekkilime atılması için yeterli sebep olarak görülmüştür.
(OLAY 17) Yenişehir Çokkatlı Otoparkı'na Pankart Asılması:
Bu olayda da üç unsur aynıdır.
-Pankart Melike Hammani'nin evinde hazırlanmıştır.
-Pankart asma talimatını Ercan Mırık vermiştir.
-Pankartı astıklarını emniyette kendileri beyan etmişlerdir.
Olay 12 de söylediklerimizi aynen bu olay için de söylüyoruz. Yalnız bu olayın tek farkı D-147 numaralı ekspertiz raporunda teşhise elverişli iki adet parmak izinden bahisle, bunların ilgili büroya teslim edildiği beyan edilmektedir. Oysa dava dosyası içerisinde bu parmak izlerinin kime ait olduklarına dair bir belge yoktur. Demek bu parmak izleri adı geçen üç sanığa ait değildir. Şayet olsa idi polis bunu delil olarak iddia makamına sunacak, iddia makamı da gerekeni yapacak idi. Bu parmak izleri dosyda olmadığına göre, müvekkileme ait ait değildir.
(OLAY 18) Piyangotepe'de Yapılan İzinsiz Silahlı Gösteri:
Bu olayda da müvekkilemin ve arkadaşı Melike Hammani ile kuzeni Zeynep Yıldız'ın ikrarları dışında bir tek delil mevcut değildir. Tüm sanıklar göstericilerin yüzlerinin kapalı olduğunu, hiçbirisi isim verememektedir.
Ayrıca kamu tanığı yoktur. Parmak izi yoktur. Yalnızca sanıkların ikrarları mevcuttur. Bu ikrarların hangi koşullarda yapıldığını daha önce vurgulamıştık. Bu olayla ilgili bir diğer emniyet ifadesi Sami Demirci'nindir. Oysa Sami Demirci yer gösterme işlemi sırasında "olay hakkında bir bilgim yoktur" beyanında bulunmaktadır.
Aynı yer gösterme tutanağında, müvekkilem Başak Çağlar "bilahare dolmuş ile eylem yerine geldik" beyanında bulunurken, kuzeni Zeynep Yıldız "önce dolmuşa bindik, daha sonra da bir taksiye binerek Şehitlik Parkı yanına geldik" demektedir. Şayet bu beyanlar samimi olsa idi iki sanıkta aynı şeyi söyleyecek idi.
Aynı yer gösterme tutanağında (D-167) aynı illegal birimin üyeleri olduğu iddia edilen üç genç kızın eylem talimatı ile ilgili söyledikleri de bu tutanağın, sanıklara sorulmadan düzenlendiğini ve imzalatıldığını kanıtlamaktadır.
Başak Çağlar eylem talimatını kod Tarık Sami Demirci'den aldığını beyan etmektedir. Zeynep Yıldız yine Sami Demirci'den öğrenmiş ancak olay günü Ercan Mırık tarafından bilgilendirilmiştir. Melike Hammani ise Ercan Mırık'ın talimatı ile gösteriye katılmıştır. Bu nasıl bir örgüt anlayışıdır ki aynı birimin üyelerinin birisi direkt olarak Ankara Sorumlusundan talimat almaktadır, bir diğeri kendi birim sorumlusundan, bir diğeri ise her ikisinden birden eylem talimatı almaktadır. Böyle bir olayın mantıksızlığı ortadadır. İkrarların samimi olmaması aynı birim ve aynı insanlar için çok farklı ifadeler doğrumaktadır. Bu da bu ifadelerin sahiplerinin olayla ilgili olmadığını ortaya koymaktadır.
(OLAY 19) Yapı Kredi Emek Şubesi'ne Patlayıcı Atılması Olayı:
Bu olayda delil bölümünde Başak Çağlar'ın ikrarları, Cumhuriyet Savcısı huzurunda yapılan Yer Gösterme Tutanağı (D-181), Olay Tutanağı İnceleme ve İmha Raporu (D-178-179) ile Ekspertiz Raporu (D-175-176) bulunmaktadır.
D-181 numaralı ekspertiz raporuna göre, müvekkilem, olay günü Melike Hammani'nin evinde Ercan Mırık ile buluşmuştur. Bu sırada hayali şahıs Ercan Mırık bir borunun içerisine barut doldurarak bombayı hazırlamaktadır.
1-Borunun içerisindeki madde D-176 numaralı ekspertiz raporuna göre, potazyum klorat ve sodyum benzoattır. Doğru ve gerçek olan da budur. Başak Çağlar gerçekten örgüt üyesi olsa ve bu konularda bilgi sahibi olsa bu maddeye barut demeyecektir.
2-Bu patlayıcı madde Melike Hammani'nin evinde hazırlandığı ve D-179 sayılı inceleme ve imha raporuna göre TCK 264. madde kapsamında olduğu halde gerek iddianame, gerekse esas hakkında mütalaada sanık Melike Hammani'nin TCK 264. madde ile tecziyesi istenmemiştir. Gerek iddianameyi hazırlayan sayın savcı gerekse esas hakkında mütalaayı hazırlayan sayın savcı, bu olaya inanmamış olmalıdır ki bu talepte bulunulmamıştır. Nitekim sayın heyetinizde iddianamede olsun, esas hakkında mütalaada olsun, bombaların Melike Hammani'nin evinde yapıldığı ve bulundurulduğu iddialarına karşın Melike Hammani'yi henüz ilk duruşmada tahliye etmiştir.
D-181 sayılı tutanağın diğer önemli bir noktası "daha sonra Anıtkabir'in yakınlarında buluşmak üzere ayrıldık ve aynı gün saat 16.30 sıralarında buluşmayı yaptık, yürüyerek Bişkek Caddesine geldik. Banka önünde durduk, bilehare içeri girdik." beyanıdır. Dikkat edilecek olursa Anıtkabir'de buluşma saati 16.30'dur. Ve anlatımda bir kesiklik olmaksızın yürüyerek Bişkek Caddesine geldik denilmektedir. D-177 ve D-178 sayılı tutanaklara göre patlamanın saati 18.15'dir. Yani Anıtkabir önünden yürümeye başlanıldığı andan, patlamanın olduğu ana kadar geçen süre bir saat kırıkbeş dakikadır. Bu kadar bir süre içinde, bu mesafede bir yol emekliyerek bile alınabilir. Görüldüğü gibi buradaki ikrar da samimi değildir. Tüm tutanakların aynı kalemden çıktığı çok sık kullanılan bilahare sözcüğünden bellidir ki bu sözcüğün anlamı dahi müvekkilem için meçhuldür.

 
Geri - Ana - İleri