Geri - Ana - İleri
 

DEVAM-3

D-181 numaralı tutanaktaki diğer bir önemli bulgu "döndüğümüz sırada patlama sesini duyduk" beyanıdır. Bu beyan müvekkileme ait olsa idi -patlama sesini duydum- diyecek idi. Bu da göstermektedir ki bu tutanak yazılmış ve müvekkileme imzalattırılmıştır. Çünkü tutanağın tarihi 25.01.1995'tir ve beş gün daha emniyette kalacağını müvekkilem çok iyi bilmektedir.
D-178 sayılı tutanağa göre, bankamatik para makinası tahrip olup, kullanılamayacak hale gelmiş, 7 adet 172x80, iki adet 120x70 cm, 3 adet 60x30 cm ebatlarında cam kırılmış, naylon poşet parçalanmıştır. Ancak patlamanın bu kadar etkilediği bir ortamda 75x54x54 cm ebatlarında ve bu kadar net ölçülebilen üçgen şeklindeki bez örgüt amblemine hiçbir şey olmamıştır. Nitekim müvekkilem bu amblem ile ilgili olarak, TEM şube görevlilerini uyarmış, ifadesinin alınmasından üç gün sonra ilgilileri ikaz ederek, "Yapı Kredi Bankası Şubessinin bankamatiğine patlayıcı atılması ile ilgili yazdırmayı unuttuğu konular olduğunu belirtmiştir." Yani durup, dururken emniyet görevlileri hiç bir şey sormadan, örgüt adına eylem yaptığını ve bunun örgütün olayı üstlenmesi anlamına geldiğini polise anlatmıştır. Bu hiç bir mantığın kabul edebileceği birşey değildir.
Sayın Başkan, Sayın Üyeler,
İddia makamı bu olayda da delilsiz kalmıştır. Müvekkilen gözaltına alınmadan 12 gün önce meydana gelmiş olan bu olay, yalnızca müvekkilemin nasıl alındığı belli olan ikrarları ile üzerine atılmıştır. Bu olayın en ilginç yanı bu olayın tanıklarının mevcut olmasıdır. Patlamanın meydana geldiği gün, yani 5 Ocak 1995 günü, emniyet tarafından yapılan soruşturmada banka memurlarının olayla ilgili olarak ifadeleri alınmış, bilgilerine başvurulmuştur. Bu ifadeler zorunlu olarak dizi pusulasının 9.sayfasında ve 172 numarada yer almış, ancak sanığın lehine anlatımlar olduğu için Olay No:19 un delilleri bölümüne konulmamıştır. Çünkü verdiği ifadede banka şef yardımcısı Füsun Çamlıbel, "....Bankamatik kısmına tahminen 30 yaşlarında orta boylu, beyaz camlı gözlüklü, çerçeveleri siyah bir şahıs ve yanında orta boyun üzerinde boylu, siyah paltolu bir şahıs oldukları halde çıktıklarını gördüm .... gözlüklü olan kravatlı idi. Bu şahısları patlamadan en fazla 10 dakika önce gördüm...." beyanında bulunmuştur.
Bir diğer tanık bankada şef Berrin Cengil ".....patlamadan tahminen 10 dakika kadar önce kır saçlı gözlüklü orta yaşlı bir şahıs ve yanında siyah pardesülü biri vardı...." diyerek olay anındaki kişileri tarif etmiştir.
Görüldüğü gibi anlatılan şahısların Başak Çağlar ile yakından uzaktan alakası yoktur. Daha önceki olaylarda olduğu gibi ne bir aleyhte tanık, ne grafolojik bir belge mevcut değildir. Sadece ve sadece sanığın ikrarı mevcuttur. Bu ikrar ise sayın heyetiniz önünde geri alınmış bir ikrardır.
Müvekkilem burada, hiç bir tanığı olmayan, parmak izi bulunmayan, diğer yan delillerle desteklenmeyen bir olayı kendiliğinden ve samimi olarak üstlenmektedir. Bu olayda çok açık bir şekilde, müvekkilemin ikrara zorlandığı görülmektedir. Çünkü iddia makamı ikrar dışında hiç bir delil bulamamıştır.
Anayasanın 38.maddesinin 5. fıkrası "hiçkimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolla bir delil göstermeye zorlanamaz" hükmü ile bu tür olayları engelleme gereğini, temel yasa ile güvence altına almıştır.
Anayasamızın bu hükmü: CMUK 254/2 ile vücut bulmuş "Soruşturma ve kovuşturma organlarının hukuka aykırı şekilde elde ettikleri deliller hükme esas alınamaz" denilerek, bu durumdaki sanıklar yargı güvencesi altına alınmıştır.
(OLAY 21) Yenimahalle DYP İlçe Binasına Patlayıcı Atılması Olayı :
Bu olayın delil bölümünde diğerlerinden farklı olarak, fotoğraf teşhis tutanağı (D-205) ile dört adet de tanık ifadesi mevcuttur. (D-200-203)
Başak Çağlar'ın Tufan Sokak içinde bulunmasının nedenini savunmamızın -1- numaralı bölümünde ayrıntılı olarak açıkladığımızdan dolayı burada direkt olarak belgelerin yanıtlanmasına geçiyoruz.
D-207 sayılı olay ve yakalama tutanağında, Yenimahalle İlçe Tem Polis memurları DYP binasını tarassut altında tuttuklarından, parti binası altındaki pastaneden bir kız bir erkek şahsın çıktığından, bunları yakalama esnasında erkek şahsın aniden elindeki maddeyi merdivenlere doğru fırlattığından bahisle, erkek şahsı tanımlamaktadırlar.
"1.70-1.75 cm boylarında, esmer tenli, kısa düz sık saçlı, üç dört günlük sakallı, oval yüz yapısına sahip, 60-65 kg. ağırlığında, üzerinde kısa siyah montlu, kot pantalonlu, 20-25 yaşlarında"
Sayın yargıçlar,
Bu tanımlama iki, üç saniye süren hareketli bir zaman diliminin tanımlaması olamaz. 4006 ve 1051 sicil sayılı TEM Polis memurları neredeyse erkek şahsın fotoğrafını çekmişler ama ne hikmetse yakalayamamışlardır.

 
Geri - Ana - İleri