Merhaba Gençler ve Daima Genç Kalanlar...

Sizlere WEB sayfamdan seslenmekten büyük mutluluk duymaktayım. Bu sayfalarda gezinirken aklınıza gelebileceğini düşündüğüm için kendimden bahsetmek istiyorum. Biraz ciddi, biraz eğelnecili. Hayatın gerçeği gibi...

??? Kimim ben, ne yaparim, nelerden hoslanirim, nelere kizarim ???

Ben Ahmet ÖZKAN,,,

1965 İstanbul doğumluyum. Yani bulunduğun yıla göre değişen bir yaştayım. Yolun yarısına yaklaşmaktayım. Halen Istanbul'da oturuyorum. (Buna oturmak denirse tabii...) Arada bir Mersin'de yaşadıysam da iki yıl sonra geri geldim köyüme. (Işte bundan sonra Istanbul'da yaşamak ve ayrı kalmak nedir öğrendim...)

Işimle ilgili yaptıklarımdan, uğraşımlardan bahsetmek istiyorum. Neden mi ?. Türkiye'de bilgisayar sektöründe olup yardım isteyince bulamayanlardanım. Herhangi bir konuda takıldığınızda kime soracağınızı bilemez durumda kalırsınız.

Şirketler mi, boşverin onlari. Iki gün önce konuştuğunuz yetkili ya iş değiştirmiştir, ya askere gitmistir, ya da bilmiyordur...
Destek hatlarimi, geçiniz canım geçiniz. Parasızlarına ulaşmanız mümkün değil, diğerlerine verecek paramız olsa biz neler yaparız değil mi...?
Kaldı geriye yardımlaşma çerçevesinde arkadaşlarla olan temaslar, bağlantılar. Onun için nelerle uğraştığım bilinsin istedim. Hiç çekinmeyin. Bana e-mail ile istediğiniz konuda yazarak dertlerimizi paylaşalım.

Yıldız Üniversitesi Matematik Mühendisliği bölümünden 1986 yılında mezun oldum. O tarihten beri bilgi işlem piyasasındayım. 1990 yılında Bilgi İşlem Md. olarak terfi ettim. Halen bir şirketin PC Bölüm Md. olarak görev yapmaktayım. Bir bilgisayarcı değilim, kendimi daha çok bilgisayarı araç olarak kullanan bir yönetici gibi görüyorum. Bu oluşum tabii kendiliğinden olmadı..!

Mesleğe ilk başladığımda Inşaat Müh. konusunda AutoCAD (AutoLISP) ile entegre çalışan hesaplamalar yapan programları 80286 bilgisayarların hızında, 640 KB bellek alanlarına sığdırmaya çalışarak yazdık. Sonra askerde yaylalar türküsünü söyledik 8 aylik süre icinde... Her Türk erkeğinin yaptiği gibi herşey bitince evlendik... Mersin'de o yörenin adıyla özdeş bir holdingin firmasına bilgi işlem md. olarak atandım. Üretim yönetimi konusunda paket program yazdım. O zamanlarda 80386 bilgisayarlar ve 2 MB bellek modaydı. Hasretlik zor geldi, eee birde hanım hamile, yad ellerde bir başımıza kalmayalım diye cebren ve hileyle Istanbul'a döndük.

1992 yılında ülkemizin siyasi hayatında 40 yildir olan ve daha da olacak olan bir zati muhterimin yeğeninin firmasinda göreve basladik...(Reklam olmasın diye böyle yazıyorum...) İlk önce Novell 3.12, Network kurulumları, kablolama derken, barkod projesini yaptık. Artık yenilikler fırtına gibi esiyordu. Bilgisayarlarda 80486, 4 veya 8 MB bellekler kullanılır olmuş, server tipi bilgisayarların olduğunu farketmiştik. Telsizli haberleşme teknolojisini ilk defa açık sahada biz yaptık (Fonda alkış sesleri lütfen...) AS/400 sistemine geçtik bir yılbaşı günü topyekün. Çalışanlara sürpriz bir hediye verdik. Duvarlara resimler yapan mağara devri adamları gibi RPG ile programlar yazdık. Zamani gelmişti, Microsoft denilen o alımlı, boyalı kızla uzun zamandır olan tanışıklığımız beraberliğe dönüştürecek, adımı atmaya. İşte elime ilk CD'yi bu dönemlerde aldığımı dün gibi hatırlarım.

Haydee NT geldi, dertler bitmedi... Hani bunun AS/400 bağlantısı, gelsin SNA, Token Ring, MAU. (Siyasi değil, IBM'ce) Oğlum dedi birisi bana Novell'i unutma. Al sana birde SAA. Birbirleriyle küs mü olacaklar. Katiyetle hayır. Gateway köprüsünü kuralım o zaman.

Yıllar geçti kendimizi başka bir firmada bulduk. Birde yanimizda Internet, Intranet, TCP/IP aaaa bak oradan DNS, SQL göz kirpiyor. Hadiii ya bir omuz verinde çöken telefon hatlarini düzeltelim. Ağbi be su sayfalar nasil hazirlaniyor... FrontPage nedir ula ?. Yenir mi, içilir mi ??? Bu kadar programda ancak Pentium 200 Mhz hızında, min. 32 bellekte çalışması ön koşul olarak önümüze geldi. Hoş geldi.

1986'dan bu günümüze kadar yaptıklarıma şöyle bir bakınca Türkiye'nin bilgi işlem dünyasınında kısa bir tarihçesi gözler önüne serilmiş oldu.

Haydeeee batırılmaya çalışan ama batmayan ve batmayacak geminin malları bunlar...

Tüm bu hay huylar icinde CAN isimli bir oğlum var. 1992 doğumlu. Tüm CAN isimli erkek çoçuklar gibi haşarı, deli dolu, afacan. Eşimin adıda UGURCAN. (Ne yani çocuğumun adı CAN diye katiyetle kılıbık değilim, aksine yün kazak giyerim ben.) Kendisi hala çizimler yapmakta bilgisayar yardımıyla. Yaşını merak etmeyin demiyor ve açıklıyorum. Çok özel bir günde 27 Mart 1967 tarihinde yani dünya tiyatrolar gününde sahne açılmış ve dünyaya merhaba demiş.

TBD'nin 3718. , BIMYK'nın ilk üyelerinden biriyim. Tüm bilişimcilerin ortak bir çatısı oldu ammma hala internet ile kaplayamadık üstünü.

Acıların takımı, puro yiyenlerin takımı, ASLAN FENERBAHÇEM BENİM....

İşte benim hayatımın özeti böyle. Detaylarımı merak ettiniz, o zaman buyrun özgeçmişime...

Haaa hiç beklemiyorum ama olurda e-mail atmak isterseniz tiklayin bakalim aozkan@geocities.com


Bu sayfalari ben, 10 Temmuz 97 tarihinde rastgele olarak yaptim ve 03 Mart 1997 tarihinde ise bilinçli olarak güncelleştirdim.